Türkülerin Elazığ folklorunda çok özel bir yeri ve önemi vardır. Çoğunun çıkış zamanı ve yazarı belli olmayan rahmetli İshak Sunguroğlu’nun ifadesi ile “meçhul şair ve bestekarların” eserleridir. Elazığ-Harput türkülerini iki bölümde toplamak mümkündür. Bir olay sonucu halkın duygularını terennüm eden “vaka türküleri”. Herhangi bir olaya dayanmayan veya çok eskiden kaldıkları için vakaları tespit edilmeyen türküler.
Vaka türkülerinin başlıcaları: Harput, Yemen, Fide, Hafo, Nesibe, Hafız Nene-iri Güllü, Akif, Hayriye, Kogenk, Mamoş, Katip, Kurey Suyu, Al Alma, Fincanı Taştan Oyarlar, Emine, Hakkı türküleridir. Bu türkülerin vakaları ile birlikte İshak SUNGUROĞLU’nun (Harput Yollarında cilt-3) Fikret MEMİŞOĞLU’nun “Harput Halk Bilgileri” eserlerinde bulabiliriz.
Burada örnek olması açısından “Yemen Türküsü” ve bu türkünün çıkış zamanı ve dayandığı olay anlatılmıştır.
Yemen Türküsü
Yıl 1905... Mevsim yaz. Elazığ 1. Redif taburu Yemen’e hareket edecek. Kışlanın önü ana-baba günü... Yaşlı, genç; ana, baba, kardeş, bacı... Ebedi ayrılığın hüznü çökmüş gönüllere, Gözler nemli giden evlada, kardeşe, sevgiliye... Kucaklaşmalar, sarılmalar... Şafakla birlikte bir kaynaşmadır başlıyor. Gideceklerin yüreklerinde görev ve sorumluluk, gözlerinde bir daha dönememe, görememenin hüznü ile biriken yaşlar... Çok şeyler anlatılmış Yemen’le ilgili. Boru sesi ile son kez kucaklanılıyor. Sonra bu muazzam insan yığını ikiye ayrılıyor. Yemen’e gidenler ve bir müddet onların yanından arkasından, yanından yürüyen, koşan ama gidenler uzaklaştıkça gerilere düşen ana, baba, kardeş ve sevgililer. Tabur adım adım uzaklaşıyor. Her atılan adım bu ebedi ayrılığı biraz daha perçinler gibi... İşte Yemen Türküsü bu ayrılığın acısını terennüm eder.
Kışlanın önünde redif sesi var
Sorun, görün, çantasında nesi var
Bir çift kundurası birde fesi var
Ano Yemendir, gülü çemendir
Giden gelmiyor, acep nedendir?
Ah! Burası *Huş’tur yolu yokuştur
Giden gelmiyor, acep ne iştir.
Kışlanın önünde sıra söğütler,
Yüzbaşı, binbaşı asker öğütler
Yemen’e gidenler baba yiğitler
Nakarat
Kışlanın önünde bir sürü kazlar
Yüreğim yanıyor, ciğerim sızlar
Yemen’e gidene ağlıyor kızlar
Nakarat
Bu türkünün makamı hüseynidir.
*Huş, Yemende bir bölgenin adıdır.
Eskilere dayanan ve nasıl bir olay sonucu ortaya çıktığı tespit edilemeyen türküler de oldukça fazladır. Bu türküleri üç bölüm altında toplamak mümkündür.
1-Türkü ve şarkılar
2-Ağır şarkı ve türküler
3-Oynak ve şıkıdım havalar
Bu guruptaki türkü ve şarkılara örnek olması açısından birer metin alınmıştır.
Kaşların Karasına (Türkü)
Yarin kolunda şeve | Kaşların karasına | Gidin bulutlar gidin |
Kimdir yarimi seve | Gül koyam arasına | Yarime selam edin |
Acep o gün olur mu | Sana merhem demişler | Yarim şirin uykuda |
Alam getirem eve | Kalbimin yarasına | Uykusun haram edin |
| | |
Uy nidem, nidem, nidem | Uy niçin, niçin, niçin | Uy havar, havar, havar |
Gel seni alam gidem | Ağlarım senin için | Zülüf gerdanı koğar |
Gelmezsen nası edem | Sızlarım bir yar için | Ben size gelsem ne var |
Sinemde Bir Tutuşmuş (Şarkı)
Hacı Hayri Bey
Sinemde bir tutuşmuş, yanmış ocağ olaydı,
Zülfün karanlığından bezme çerağ olaydı.
Nolaydı yar nolaydı yar bade dolduraydı
Şu garip gönlüm için kanun icad olaydı
Meyhaneler kapısı, bahtım gibi kapansın,
Rindane bade içmek sensiz yasağ olaydı
Nakarat
Dest-i cunun içinde gezmedi böyle gönül
Giysuların kemendi boynuma bağ olaydı.
Nakarat
Terk-i cünun eylerdi Leyla gamıyla Mecnun
Bugün yüzün göreydi alemde sağ olaydı
Nakarat
Bir ah ile yakardım, gülsen saray-ı hüsnün
Kanun-ı aşk içinde cüzi mesağ olaydı
Nakarat
Efsaneler yazdırdım sevday-ı aşka dair,
Gamdan dilimde Hayri hali ferağ olaydı.
Nakarat