Günümüzde Elazığ insanları çoğunlukla çağdaş giysileri tercih etmektedirler. Ancak köylerde geleneksel giysilerin de kullanıldığını görmek mümkündür.
Şehir merkezlerinde kadınlar modern giyimi takip ederler. Bununla birlikte orta yaşın üzerindeki kadınların manto giyip başlarına örtü taktıkları görülmektedir. Çok az da olsa çarşaf giyen yaşlı kadınlara da rastlanır.
Erkek giysisi; ceket, pantolon, gömlek ve kunduradır. Köylerde bu giysi biçiminde farklılıklar görülür. Köylerde erkekler gömlek, kolsuz yelek, şalvar giyerler. Kundura bu giysiyi tamamlar.
Geleneksel Mahalli Kıyafetler
Harput insanının giyime olan düşkünlüğü bu kültürün oldukça gelişmesine ve zenginleşmesine vesile olmuştur. Özellikle kadın giysilerinin çeşitliliği giyim zevkinin çok yüksek oluşunun en belirgin göstergesidir.
Kadın Giysileri
Harput kadın giysileri temelde iki grupta
İç giysiler: yelek, köynek, miso, don ve tumandır.
Dış giysiler: kendi aralarında 4 bölüme ayrılır.
1.Misafirlik giysiler 2.Gündelik giysiler 3.Sokak giysileri 4.Gelinlik giysiler
Misafirlik Giysiler
Üçetek-şalvar, cepken-şalvar, entari olmak üzere üç tiptir. Burada örnek olmak açısından üçetek-şalvar giysisi üzerinde Ferhan Memişoğlu’nun araştırmasından bir bölüm alınmıştır.
Üçetek-şalvar: Harput kadınının en eski giysisidir. Tahmini 170 yıl öncesine kadar dayanır. Üçetek-şalvar tipi giysi bugün dahi bazı köylerimizde görülmektedir.
Şalvar: İpekli veya basma kumaştan yapılmakta ve iç kısmı astarlanmaktaydı. Şalvarın boyu oldukça uzun olup bilek kısımlarına kaytan geçirilmekte ve diz altından bağlanmaktadır. Böylece şalvar bir etek görünümünde dökümlü olarak ayak bileklerine inmektedir. Şalvarı bel kısmı da uçkurla büzülmektedir.
İçlik: İpek veya pamuklu kumaştan yapılmaktaydı. Yakası yuvarlak, önü açık, kopça ile iliklenmektedir. İçliğin yanları yırtmaçlıdır.
Üçetek: Sim işli kalın ipekli kumaştan veya kadifeden yapılmaktaydı. Uzun kolları bilezikli ve çok az yırtmaçlıdır. Yırtmaç kopça ile tutturulmuştur. Yakası bele kadar açık (V) şeklindedir. Belde iki kopça ile birlikte iliklenmektedir. Aşağı doğru genişleyen eteğin önü tamamen açıktır. Yanları ise kalça altından aşağı doğru yırtmaçlıdır. Böylece etek üç parça görünümünü almaktadır. Bele tığ işi veya işleme (belbağı) denilen süslü kemer takılmaktadır. Bazen öndeki iki etek yukarı kaldırılarak, uçları belbağının arasına sokulmaktadır. Böylece alttaki şalvar ortaya çıkmaktadır. Üçeteğin boyu ayak bileklerini kapayacak uzunluktadır.
Ayakkabı ve Çorap: Bu ip giysinin altında ayakkabı olarak “postal” giyilmektedir. Postalar iki çeşitti.
Harput Postalı: Siyah renkte olup kısa topukludur.
İçme Postalı: Harput postalı tipindedir. Yalnız farklı olarak önde üç düğmeden süsü vardır. Düğmelerden yanlardaki bir renk ortadaki ise ayrı bir renktedir.
Çorap olarak yazın iplik, kışın ise yün çorap giyilirdi. Çorap üzerinde çeşitli nakışlar bulunmaktadır.
Baş süslemesi: Bu giysinin baş süslemesi şöyledir: Uzun saçlar ortadan iv ile ayrılmakta, arkadan küçük parçalara bölünerek örülmekteydi. Önde, birer tutam saç ayrılıp kulak memesi hizasında kesilmekte, yani zülüf bırakılmaktaydı.
Başa bordu çuhadan fes takılmakta, fes üzerine gümüş tepelik konulmaktaydı.
Fesin üzerine ayrıca ipek püsküllerden meydana gelen saçlık bulunmaktaydı. Fesin alt kısmına oyalı ipek krep bağlanırdı. Oyalar alın üzerine düşürülürdü. Bu bağlanan krepe “kıncik” denir. Bunların üzerine oyalı çit (yazma) veya dölbent (dülbent) örtülürdü.
Gündelik Giysiler
Elazığ ve çevresinde bugün dahi iş yaparken giyilen bir kıyafettir. Karadon ve geyime olmak üzere iki parçadan meydana gelir. İş esnasında kollara kolçak takılır. Ayakkabı ve çorap bu giysiyi tamamlar. Başa tülbent veya çit bürükleme biçiminde örtülür.
Sokak Giysileri
1889 yılından sonra, padişahın emriyle sokağa çıkarken çarşaf giyinilmeye başlanmıştır. Çarşaftan önceleri renkli desenli ipekten yapılmaktayken. Daha sonraları düz siyah ipek veya pamuklu kumaştan yapılmaya başlanmıştır. Pelerinli çarşaf ve düz çarşaf olmak üzere iki tip çarşaf kullanılmıştır.
Gelin Giysileri
Gelin giysisi misafirlik elbiselerin en güzelidir. Duvak bu giysiyi tamamlar. Gelin duvağı iki türlüdür. Kırmızı üzeri pullarla işli olan duvak ve kalın kumaştan yapılan etrafı büzülerek saçın arkasına takılan duvak. Başa taç takılır ve tacın iki kenarından teller sarkıtılır.
Takılar
Harput giysisinin tamamlayıcı öğesidir. Altın gümüş takılarda en çok elmas, akik, mercan gibi değerli taşlar kullanılır. Harput giysileri ile birlikte kullanılan takılar günümüz Elazığ’ında da kullanılmaktadır. Bunlar; yüzük, bilezik, küpe, altın dizisi, kolye, dal (bronş), saat, humpul ve kemerdir. Kadınlar takıların yanı sıra gözlerine sürme ve kaşlarına rastık çekerler. Saçlar, eller, ayaklar kınalanır.
Erkek Giysileri
Erkekler; ceket, gömlek, kolsuz yelek, pantolon ve kundura giyerler. Köylerde şalvar, cepken ve kundura giyilir. Çoğu zaman bele kuşak bağlanır. “Fes”’in Harput giyim kültürüne girmesinden sonra fese puşu sarmak adet olmuştur. Ancak günümüzde bu giysi yoktur. Cumhuriyet döneminde başa “Sekiz köşe” diye tabir edilen şapkanın giyildiği görülür. Bugün dahi köylerde sekiz köşeli şapka giyenlerin sayısı epeyce kabarıktır. Şalvarlar çuhadan ya da gabardinden yapılır. Genellikle lacivert, açık mavi, gri renkler tercih edilir. Paçaları dar üst kısmı geniş olan şalvarın bel kısmı uçkurla büzülür. Şalvarın üzerine kuşak sarılır. Bu kuşakların bebek kuşak, acem kuşak, şal kuşak, adı verilen çeşitleri vardır. Üst kısma düz beyaz veya siyah-beyaz renkte çizgili pamuklu kumaştan yapılmış gömlek giyilir. Gömlek kollu yakasız veya hakim yakalıdır. Bu gömleğin üstüne avcı yeleği de denilen şalvar kumaşından ve aynı renkte yapılan kolsuz yaka kısmı açık düğmeli yelek giyilir. Ayakta poçikli çarık veya kundura (galoş-potin) bu giysiyi tamamlar.